Etimoloji ve Tanım
Tevellâ (تولّى): Arapça kökenli bir terim olup “velî” (ولي) kökünden türemiştir. Sözlük anlamı “dost edinmek, sevmek, bağlanmak”tır (Devellioğlu, 2013). Dini terminolojide Allah’ı, Peygamber’i ve Ehl-i Beyt’i sevmek, onlara bağlılık göstermek anlamında kullanılır.
Teberrâ (تبرّأ): Arapça “be-ra-e” (برأ) kökünden gelmektedir. Kelime anlamı “uzaklaşmak, ilişkiyi kesmek, nefret etmek”tir (Çağrıcı, 2011). İslami bağlamda Allah’ın ve Peygamber’in düşmanlarından uzak durmayı, onları sevmemeyi ifade eder.
Tarihsel Bağlam ve Gelişim
Tevellâ ve teberrâ kavramları, İslam’ın erken dönemlerindeki siyasi ve teolojik ayrılıkların bir sonucu olarak önem kazanmıştır. Hz. Muhammed’in vefatından sonra yaşanan hilafet tartışmaları ve özellikle Kerbela Olayı (680), bu kavramların Şii düşüncesinde merkezi bir konuma yerleşmesine neden olmuştur (Öz, 2011).
Şii inancında, Hz. Ali ve onun soyundan gelen imamlara bağlılık (tevellâ) ve onların düşmanlarından uzak durma (teberrâ), imanın temel unsurları arasında sayılır. Bu anlayış, Kur’an-ı Kerim’in çeşitli ayetlerine (örneğin, Mâide 5/55-56) ve bazı hadis rivayetlerine dayandırılır (Fığlalı, 1984).
Alevilik ve Bektaşilik’te Tevellâ ve Teberrâ
Alevilik ve Bektaşilik’te tevellâ ve teberrâ, inanç sisteminin ve ahlaki öğretinin temel taşlarından biridir. Bu gelenekte:
- Tevellâ: Başta Hz. Ali olmak üzere, On İki İmam’a, Hacı Bektaş Veli gibi yol ulularına ve Ehl-i Beyt’e duyulan sevgi ve bağlılığı ifade eder.
- Teberrâ: Ehl-i Beyt’e zulmedenlere, özellikle Kerbela Olayı’nda Hz. Hüseyin’in şehit edilmesine sebep olanlara karşı alınan manevi tavırdır (Üzüm, 2009).
Bu kavramlar, Alevi-Bektaşi edebiyatında, özellikle nefeslerde ve deyişlerde sıkça işlenir. Örneğin, Pir Sultan Abdal’ın “Yezid’in elinden içmişiz ağu / Gönül Muhammed Ali’den ayrılmaz” dizeleri, teberrâ ve tevellâ anlayışını yansıtır (Öztelli, 1971).
Uygulama ve Yorumlar
Alevilik ve Bektaşilik’te tevellâ ve teberrâ, sadece teorik bir inanç unsuru değil, gündelik hayatta ve ritüellerde de yaşatılan bir olgudur. Cem ayinlerinde okunan gülbanklar, düvazimamlar ve mersiyeler, bu kavramların pratikteki yansımalarıdır (Yaman, 2011).
Ancak, modern Alevi-Bektaşi düşünürler arasında bu kavramların yorumlanması konusunda farklı yaklaşımlar mevcuttur:
- Geleneksel Yorum: Teberrâ ve tevellâyı tarihsel bağlamında ele alır ve Ehl-i Beyt sevgisinin merkezi konumunu vurgular.
- Çağdaş Yorum: Bu kavramları daha evrensel bir ahlak anlayışı çerçevesinde yorumlar; iyiliği sevmek ve kötülükten uzak durmak şeklinde daha geniş bir perspektifle ele alır (Kaygusuz, 1995).
Eleştirel Yaklaşımlar
Tevellâ ve teberrâ kavramlarının katı bir şekilde yorumlanması, zaman zaman eleştirilere konu olmuştur. Bazı araştırmacılar, bu anlayışın Müslümanlar arasında ayrılıklara yol açabileceğini öne sürmüştür. Bu bağlamda, kavramların daha kapsayıcı ve uzlaştırıcı bir biçimde yorumlanması gerektiğini savunan görüşler de mevcuttur (Kutlu, 2006).
Sonuç
Tevellâ ve teberrâ, Alevilik ve Bektaşilik’in inanç sisteminde ve kültürel kimliğinde merkezi bir rol oynayan kavramlardır. Bu kavramlar, tarihsel süreç içerisinde şekillenmiş, edebiyat ve ritüeller aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Günümüzde, bu kavramların geleneksel yorumlarının yanı sıra, çağdaş ve evrensel değerlerle uyumlu yeni yorumları da geliştirilmektedir.
Kaynakça
- Çağrıcı, M. (2011). “Teberrî”, TDV İslâm Ansiklopedisi, C. 40, s. 214-215.
- Devellioğlu, F. (2013). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Ankara: Aydın Kitabevi.
- Fığlalı, E. R. (1984). İmamiyye Şiası. İstanbul: Selçuk Yayınları.
- Kaygusuz, İ. (1995). Alevilik İnanç, Kültür, Siyaset Tarihi ve Uluları. İstanbul: Alev Yayınları.
- Kutlu, S. (2006). Alevilik-Bektaşilik Yazıları. Ankara: Ankara Okulu Yayınları.
- Öz, M. (2011). “Teberrî”, TDV İslâm Ansiklopedisi, C. 40, s. 215-216.
- Öztelli, C. (1971). Pir Sultan Abdal: Bütün Şiirleri. İstanbul: Milliyet Yayınları.
- Üzüm, İ. (2009). Tarihsel ve Kültürel Boyutlarıyla Alevilik. İstanbul: İSAM Yayınları.
- Yaman, A. (2011). Alevilik & Kızılbaşlık Tarihi. İstanbul: Nokta Kitap