I.

Düşkünlük, Alevi-Bektaşi toplumunda, yol erkânına ve toplumsal kurallara aykırı davrananlar için uygulanan bir yaptırım sistemidir. Düşkünlük makamı ise, hem fiziksel bir mekân olarak düşkünlerin sorguya çekildiği ve yargılandığı yer, hem de manevi bir makam olarak düşkünlerin durduğu dardır.

Tarihsel Arka Planı, Uygulama Neden ve Biçimleri

1. Toplumsal Düzeni ve Ahlaki Kuralları Koruma İhtiyacı

  • Köy ve Cem Topluluklarında Düzen Sağlama: Alevi topluluklarının tarihsel olarak daha çok köylerde ve kapalı toplum yapıları içinde yaşadığı dönemlerde, toplumsal düzenin ve ahlakın korunması hayati bir önem taşımıştır. Merkezi bir otoriteye bağlı olmayan, daha çok kendi iç dinamikleriyle yönetilen bu topluluklarda, bireylerin uyulması gereken kurallara uygun yaşamaları toplumsal barış için gereklidir. Düşkünlük makamı, bu ihtiyacı karşılamak için ortaya çıkmıştır.
  • Ahlaki ve Manevi Rehberlik: Düşkünlük makamı, aynı zamanda bireylerin manevi yolculuklarında rehberlik sağlamak ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmelerine yardımcı olmak amacıyla şekillenmiştir. Alevilikte topluluk içinde yapılan hata ve suçların sadece bireysel değil, toplumsal sonuçları olduğuna inanılır. Bu nedenle, düşkünlük makamı bireyin sadece kendi hatalarını düzeltmesini değil, topluluğa zarar vermemesini de sağlar.

2. Alevi İnancında Cem ve Dede’nin Rolü

  • Dede’nin Otoritesi: Alevi topluluklarında dede, hem manevi hem de toplumsal liderdir. Dede, cem törenlerini yönetir, topluluk üyelerine rehberlik eder ve onların ahlaki sorumluluklarını yerine getirmelerine yardımcı olur. Düşkünlük makamı, dede tarafından yönetilen ve topluluk üyelerinin yanlış davranışlarına karşı uygulanan bir cezalandırma mekanizmasıdır. Tarihsel olarak, dede düşkünlük kararını cem içinde alır ve bu karar topluluk tarafından da onaylanır.
  • Cem Erkanı ve Toplumun Onayı: Alevi topluluklarında, bireyler arasındaki anlaşmazlıklar, yanlış davranışlar ve ihlaller genellikle cem sırasında ele alınır. Cem erkanı, topluluk içindeki sorunların çözüldüğü, düşkünlük kararlarının alındığı ve topluluk üyelerinin birbirine karşı sorumluluklarını hatırladığı bir alan olarak işlev görür. Cem sırasında dede, bir bireyin düşkün olduğuna karar verdiğinde, bu karar topluluk önünde alınır ve topluluk tarafından onaylanır.

3. Düşkünlük Kararlarının Verilmesi

  • Düşkünlüğe Sebep Olan Durumlar: Tarihsel olarak, düşkünlük makamı topluluk içindeki ahlaki ve dini kurallara aykırı davranışlarda bulunan bireyler için uygulanırdı. Bu tür davranışlar, genellikle yalan söylemek, iftira atmak, hırsızlık yapmak, insan öldürmek, zina işlemek, dedikodu yapmak, musahiplik bağını bozmak, cem erkanına uymamak, eline-diline beline sahip olmamak gibi ağır ihlaller olabilir. Bu tür ihlaller, bireyin düşkün ilan edilmesine sebep olur ve birey, topluluk tarafından dışlanır.
  • Topluluk Önünde İkrar Verme: Düşkünlük makamı tarafından verilen kararlar genellikle bireyin cem topluluğu içinde yaptığı hataları kabul etmesi ve bu hataları düzeltmeye yönelik ikrar vermesiyle sonuçlanır. İkrar, Alevi inancında önemli bir kavramdır; birey hatasını kabul eder, pişmanlık gösterir ve topluluk içinde yeniden kabul edilmek için bir yemin verir.

4. Düşkünlük Cezasının Türleri

  • Geçici Düşkünlük: Tarihsel olarak düşkünlük cezaları, bireyin hatasının büyüklüğüne göre değişiklik gösterebilir. Geçici düşkünlük cezası, daha hafif hatalarda uygulanır. Bu tür durumlarda birey, belirli bir süre cem erkanına katılamaz, topluluk içindeki sosyal etkinliklerden uzak tutulur. Birey, belirlenen süre sonunda pişmanlık gösterdiği takdirde tekrar topluluğa kabul edilebilir.
  • Sürekli Düşkünlük (Aforoz): Daha ciddi ihlallerde, birey süresiz olarak düşkün ilan edilebilir. Bu durumda kişi, topluluktan tamamen dışlanır. Sürekli düşkünlük cezası genellikle zina, hırsızlık ya da musahiplik bağını bozmak gibi Alevi inancında çok ağır kabul edilen hatalar sonucunda verilir. Sürekli düşkünlük, bireyin toplumdan manevi ve sosyal anlamda tamamen izole edilmesi anlamına gelir.

Düşkünlük Makamının;

Fiziksel Özellikleri

  1. Cem meydanındaki konumu
  2. Makamın sembolik düzenlenişi
  3. Kullanılan ritüel eşyaları
    • Düşkün taşı
    • Dâr ağacı (sembolik)
    • Çerağ

Manevi Özellikleri

  1. Makamın kutsallığı
  2. Hakk’ın huzurunu temsil etmesi
  3. Vicdani sorgulamanın yapıldığı yer olması

Düşkünlüğün Kaldırılması

Düşkünlüğün kaldırılması bir ayinle düzenlenir. Bu ayin sırasındaki temel unsurlar:

1. Tevbe ve Pişmanlık Süreci

  • Pişmanlık İfadesi: Düşkünlük kaldırma ayininde, düşkün ilan edilen kişi önce yaptığı hatayı kabul eder ve bu hatadan dolayı derin bir pişmanlık duyar. Alevilikte düşkünlük, bireyin cem erkanına, toplumsal kurallara ve ahlaki ilkelere uymadığını gösterir. Bu nedenle, düşkünlük kaldırılmadan önce kişi pişmanlığını açık bir şekilde beyan etmek zorundadır.
  • Tevbe Etme: Tevbe, kişinin hatalarını kabul edip, bir daha bu hataları yapmayacağına dair topluluk ve Allah huzurunda söz vermesi anlamına gelir. Tevbe, düşkünlükten kurtulmanın temel adımıdır. Kişi, hem içsel olarak hem de cem topluluğu önünde bu pişmanlığını dile getirir.

2. Düşkünlük Cezasının Süresi

  • Geçici ya da Sürekli Düşkünlük: Düşkünlük cezası genellikle bireyin işlediği hatanın büyüklüğüne göre belirlenir. Geçici düşkünlük cezası alan kişiler, belirli bir süre cem erkanına katılamazlar, ancak tevbe ve pişmanlık gösterdiklerinde yeniden topluluğa kabul edilirler. Sürekli düşkünlük cezası alanlar ise toplumdan tamamen dışlanır, ancak çok büyük pişmanlık ve ıslah belirtileri gösterdiklerinde dede ve cem tarafından yeniden kabul edilmeleri sağlanabilir.

3. Dedenin ve Cem Topluluğunun Onayı

  • Dedenin Rehberliği: Düşkünlük kaldırma ayini, dede (Alevi topluluğunun manevi lideri) öncülüğünde gerçekleştirilir. Dede, düşkün ilan edilen kişinin pişmanlığını ve tevbesini değerlendirir. Düşkünlük kaldırılmadan önce dede, kişinin hatalarını düzeltip düzeltmediğini, tevbesinin samimiyetini ve yeniden topluluğa katılmaya uygun olup olmadığını gözden geçirir.
  • Cem Topluluğunun Kabulü: Düşkünlük kaldırma ayini, sadece dede ve düşkün kişi arasında gerçekleşmez; cem topluluğu da bu sürece şahitlik eder ve düşkünlüğün kaldırılmasına onay verir. Bu, bireyin sadece manevi liderle değil, tüm toplulukla barışmasını sağlar. Topluluğun huzurunda kişinin hatalarını kabul etmesi ve pişmanlığını dile getirmesi, bu ritüelin en önemli parçalarından biridir.

4. İkrar ve Yemin

  • İkrar Verme: Düşkünlük kaldırma ayininde kişi, bir daha aynı hataları yapmayacağına dair Allah, dede ve cem topluluğu huzurunda ikrar verir. Bu ikrar, kişinin topluma yeniden kabul edileceğine dair söz vermesidir. İkrar, Alevilikte önemli bir kavramdır ve bu yeminle kişi, topluluğa olan bağlılığını, ahlaki sorumluluklarını ve manevi görevlerini tekrar üstlenir.
  • Topluma Yeniden Katılım Yemini: Kişi, topluma yeniden kabul edildikten sonra, cem erkanına katılma, toplulukla birlikte yaşama ve manevi sorumluluklarını yerine getirme sözü verir. Bu, kişinin toplumsal ve manevi hayatına yeniden başlamasını temsil eder.

5. Mum Yakma ve Dua

  • Mum Yakma: Düşkünlük kaldırma ayininde genellikle bir mum yakılır. Mum, Alevi inancında aydınlanma ve arınmayı simgeler. Kişinin hatalarını kabul edip tevbe etmesiyle birlikte, yeniden aydınlığa kavuşması ve manevi anlamda temizlenmesi simgelenir. Mum yakma ritüeli, kişinin karanlıktan (hatadan) çıkıp yeniden aydınlığa (doğru yola) döndüğünü ifade eder.
  • Dualar: Ayin sırasında çeşitli dualar okunur. Bu dualar, kişinin düşkünlükten kurtulması ve topluluğa yeniden kabul edilmesi için Allah’tan yardım istenen niyazlardır. Dua, kişinin tevbesinin kabul edilmesi ve Allah’ın affına mazhar olması için cem topluluğu tarafından edilen manevi bir dilektir.

Düşkünlük Kaldırma Ayininin Önemi

  • Manevi Arınma ve Yeniden Doğuş: Düşkünlük kaldırma ayini, Alevilikte bireyin manevi anlamda yeniden doğuşunu simgeler. Kişi, hatalarından arınarak temiz bir sayfa açar ve topluma yeniden kazandırılır. Bu, kişinin hem kendi manevi yolculuğunda hem de toplumsal hayatında yeni bir başlangıç yapmasını sağlar.
  • Toplumsal Barışın Sağlanması: Düşkünlük kaldırma ayini, Alevi topluluğunda barış ve düzenin sağlanması açısından da büyük önem taşır. Toplumdan dışlanan bireylerin yeniden kabul edilmesi, toplumsal huzurun ve uyumun devamı için gereklidir. Bu ritüel, topluluğun bireylere karşı olan affediciliğini ve merhametini de gösterir.
  • Toplumsal Dayanışma ve Birliktelik: Düşkünlük kaldırma ayini, topluluk içindeki dayanışmayı güçlendiren bir süreçtir. Kişinin hatalarını kabul etmesi ve topluluğun onu yeniden kucaklaması, Alevilikteki kardeşlik ve birlik değerlerini pekiştirir.

Düşkünlük Makamının Modern Alevilikteki Durumu

  • Modern Dönemde Azalan Uygulamalar: Tarihsel olarak Alevi toplumlarında çok önemli bir yer tutan düşkünlük makamı, modern zamanlarda daha az uygulanan bir mekanizma haline gelmiştir. Özellikle kentleşme, bireyselleşme ve toplumsal değişimler, düşkünlük makamının işlevselliğini zayıflatmıştır. Modern dünyada bireylerin dini ve sosyal sorumlulukları daha esnek hale gelmiş ve merkezi bir otorite yerine bireysel vicdan ön plana çıkmıştır.
  • Alevi Derneklerinde ve Cem Evlerinde Uygulamalar: Günümüzde bazı Alevi dernekleri ve cem evleri, düşkünlük makamını topluluk düzenini koruma amacıyla sınırlı şekilde uygulamaya devam etmektedir. Ancak bu uygulama, daha çok cem erkanına katılmama veya topluluk içindeki manevi sorumlulukları yerine getirmeme gibi hafif ihlallerde kullanılmaktadır. Ağır cezalar ve düşkünlük ilanları, modern Alevi toplumlarında daha nadir görülmektedir.

Bağlantılı Kavramlar

  • Dar
  • Musahiplik
  • Görülme
  • Rızalık
  • On İki Hizmet
  • İkrar

Kaynakça

  • Yaman, Ali (2012). “Alevilerde Sosyal Kontrol Kurumu: Düşkünlük”. Geçmişten Günümüze Alevilik I. Uluslararası Sempozyumu
  • Bozkurt, Fuat (2006). Toplumsal Boyutlarıyla Alevilik. İstanbul: Kapı Yayınları
  • Mélikoff, Irène (1993). Uyur İdik Uyardılar. İstanbul: Cem Yayınevi
  • Bal, Hüseyin (1997). Alevi-Bektaşi Sosyolojisi. İstanbul: Ant Yayınları
  • Üzüm, İlyas (2009). “Düşkünlük”. TDV İslam Ansiklopedisi, C. 10, s. 7-8
  • Ersal, Mehmet (2016). Alevilik: Kavramlar ve Ocak Sistemi. Ankara: Gazi Üniversitesi Yayınları
  • Korkmaz, Esat (2003). Ansiklopedik Alevilik-Bektaşilik Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Kaynak Yayınları
  • Aksüt, Hamza (2012). Aleviler: Türkiye-İran-Irak-Suriye-Bulgaristan. Ankara: Yurt Kitap-Yayın
  • Kaygusuz, İsmail (1995). Alevilik İnanç, Kültür, Siyaset Tarihi ve Uluları. İstanbul: Alev Yayınları
  • Noyan, Bedri (1995). Bektaşilik Alevilik Nedir? İstanbul: Ant Yayınları

/sö



II.

Düşkünlük kurumu, geçmişte çeşitli nedenlerle ortaya çıkan suçların değerlendirmesini yapmak suretiyle, toplumsal düzenin sağlanmasında önemli bir rol üstlenmekteydi. Alevi toplumsal yaşamında “rızalık” konusu büyük önem taşımakta olup, Aleviliğin temel ibadeti olan Cem ibadeti, katılanlar birbirinden razı olmadan başlamaz, önce rızalık alınırdı.

Birbirleriyle konuşmayan, dargın olanlar Dede’nin huzurunda mutlaka barıştırılır, barışmayanlara çeşitli yaptırımlar uygulanırdı. Düşkün olan kişiler toplum tarafından dışlanır, hatta sürgün bile edilirlerdi.

Halk Mahkemesi olarak da nitelendirilen “Düşkünlük Meydanı” başka bir deyişle yargılama süreci kısaca şu şekilde işler:

A-  Haksızlığa uğrayan ve/veya buna şahit olanlar ve hatta vicdan azabı duyan suçlu kişi Dede’ye bu konuyu iletir. Bu konunun Dede’ye intikali, Cem sırasında olabileceği gibi Cem dışındaki bir ortamda da olabilir.

Düşkün kişi “Talip” veya “Dede” olabilir. Tek farkla ki; Dede’yi yalnızca kendisinin bağlı olduğu Dede (yani Pir’i) veya Pir’inin de bulunduğu Dedelerden oluşan bir kurul yargılar.

Düşkün ilan edilen Dede posta oturamaz, başka bir deyişle Dedelikten men edilir.

B-  Dede bu duyum üzerine konuyu Cem esnasında gündeme getirebilir veya konu yine olayın tarafları veya şahitlerince Cem meydanına getirilebilir. Meselenin Cem’e getirilmeksizin karşılıklı rızalıkla çözüldüğü durumlar da mevcuttur. Ancak genel kural, sorunun Cem’de çözülmesi şeklinde olmaktadır.

C-  Cem sırasında konunun tarafları dinlenir. Dede, Cem Erenleri olarak anılan Cem’in özellikle dedesoylu yaşlılarının ve hatta cemaatin de görüşüne başvurmak suretiyle, karar verir. Eğer Dede cemaate sorunla ilgili danışırsa talipler “Dilli başlı mıyım Erenler?” diyerek söz isterler ve Dede’nin oluruyla görüşlerini ifade ederler.

D-  Topluluk huzurunda Dede’nin açıkladığı karar kesindir. Nadir hallerde Dede karar vermekten kaçınarak konuyu Pîr’ine havale edebilir. Yine istisnai durumlarda düşkün, Anadolu’daki Alevilerin “Düşkün Ocağı” olan ve Erzincan’ın Ocak Köyü’nde bulunan “Hıdır Abdal Ocağı”na veya Hacıbektaş İlçesinde bulunan “Çelebiler”e yollanırlar.

Suçlanan kişi veya kişiler cezalandırılabileceği gibi affedilebilirler de. Verilen cezalar maddi veya manevi olabilir.

E-  Bazı hallerde sitemi kesilen (cezalandırılan) kişinin verilen karara uymadığı yani maddi-manevi cezasını yerine getirmemesi nedeniyle konu yeniden Dede’ye getirilebilir veya yukarıda belirtildiği gibi, iki üst makama yollanabilir.

Cezanın ağırlığına göre düşkünlük cezası toplumdan dışlanmaya kadar varabilir. Toplumdan dışlanan kişiyle ailesi dahil herkes ilişkiyi keser, Cem ve cemaatlere alınmaz. Kurban kesemez, kurban lokması yiyemez. Bazı bölgelerde bu toplumdan dışlanmışlık yıllar sürer. Ancak Dede’nin huzurunda toplanan cemaat affedilmeyi sağlayabilir.

Düşkünlük bir Alevi için çok büyük bir küçümsenme ve dışlanmayı beraberinde getirir. Düşkün’e ailesi dahi sahip çıkamaz; düşkünün musahibi de manevi açıdan topluluk önünde sıkıntılı durumdadır, çünkü onun yol kardeşi artık içinde yaşadığı toplumun dışladığı bir kişi olmuştur.

Kişinin işlediği “Yol”a aykırı her fiilin ayrı cezası veya karşılığı vardır. Düşkünlerin aldıkları bu cezalara Aleviler’de “sitem” de denilir.

Kaynakça

http://www.aabf-inanc-kurumu.com/bolge-inanc-kurullari-2012-2015/alevilikte-duskunluk/

/sö