Çaldıran Savaşı, 23 Ağustos 1514 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile Safevi Devleti arasında gerçekleşen bir savaştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun zaferi sonrasında, Anadolu’da yaşayan Alevi nüfusa yönelik baskılar artmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Aleviler genellikle “sapkın” olarak nitelendirilmiş ve dinsel inançlarına yönelik baskılara maruz kalmıştır. Ancak, Çaldıran Savaşı sonrasında bu baskılar daha da artmıştır. Osmanlı yönetimi, Alevi toplumunu “aykırı” olarak nitelendirmiş ve Alevi inancına yönelik baskıları artırmıştır.
Savaşta sağ kurtulan Aleviler, genellikle toprakları ellerinden alınarak farklı bölgelere sürülmüşlerdir. Bu sürgünlerde, Aleviler genellikle diğer bölgelere göç etmek zorunda kalmışlardır. Göç sırasında, Alevilerin birçoğu hayatını kaybetmiş ve hayatta kalanlar da farklı bölgelerde yoksulluk içinde yaşamaya başlamışlardır.
Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Alevilere yönelik bazı vergi ve askerlik yükümlülükleri getirilmiştir. Bu yükümlülükler, Alevilerin ekonomik ve sosyal statülerinin daha da kötüleşmesine sebep olmuştur. Alevilerin vergi yükümlülükleri genellikle diğer toplumlardan daha ağırdı ve bu nedenle Aleviler, diğer toplumlara göre daha yoksul bir hayat sürdürmek zorunda kalmışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu dönemi, Alevilerin tarih boyunca maruz kaldığı zulümlerden sadece bir tanesidir. Aleviler, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşadıkları baskı ve zulüm sonrasında da direniş göstermişler ve kendi kültürlerini ve inançlarını yaşatmaya devam etmişlerdir. Bu direniş, Alevi toplumunun varlığını korumasına ve inancını yaşatmasına yardımcı olmuştur.
Bugün Aleviler, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşayan bir topluluktur ve toplumsal, siyasi ve kültürel olarak çeşitli sorunlarla karşı karşıyadır. Alevi toplumu, Türkiye’de genellikle diğer toplumlardan farklı muamele görmekte ve haklarına dair çeşitli sorunlar yaşamaktadır.
Sinan Özcan
Görsel: nisanyanmap.com
Siz de fikrinizi belirtin